Dr. Öğr. Üyesi Gülşah Kurt’un sığır etlerinin raf ömrünü uzatmaya yönelik ambalaj çalışması, Türkiye Bilimsel ve Teknolojik Araştırma Kurumu (TÜBİTAK) 1002 Programı kapsamında destek almaya hak kazandı.
Aksaray Üniversitesi (ASÜ) Fen Edebiyat Fakültesi Kimya Bölümü’nde görev yapan Dr. Öğr. Üyesi Gülşah Kurt’un sığır etlerinin raf ömrünü uzatmaya yönelik ambalaj çalışması, Türkiye Bilimsel ve Teknolojik Araştırma Kurumu (TÜBİTAK) 1002 Programı kapsamında destek almaya hak kazandı.
"Gıda Ürünlerinde Yaşanan Bozulmalar Sağlık Açısından Riskli"
Çalışma kapsamında, sığır etinin bozulmasını önlemek, raf ömrünü uzatmak ve tazeliğinin korunmasına yardımcı olmak adına, ambalaj yapısına, metal koordinasyonunun sağlandığı inorganik bir polimer sentezlenecek. Ortaya çıkacak olan yeni ürün, gıdanın nitelikli biçimde korunmasına önemli ölçüde katkı sağlayacak.
Gıda bozulmalarının -fiziksel, kimyasal ve biyolojik faktörlerin etkisiyle- ürünlerin özelliklerine zarar verebildiğini ve bunun da tüketici sağlığı ve güvenliği açısından bir tehdit unsuru olduğunu söyleyen Gülşah Kurt, sorunu çözmek adına bir süredir çalıştıklarını belirtti. “Yeni Benzoiltiyoüre Fonksiyonel Gruplu, Metal İçeren İnorganik Koordinasyon Polimerlerinin Sentezi ve Ambalaj Materyali Olarak Sığır Etinin Bazı Fizikokimyasal, Mikrobiyolojik Özellikleri ve Raf Ömrü Üzerine Etkileri” isimli bir proje ortaya koyduklarını söyleyen Kurt, çalışmanın detaylarına ilişkin bilgiler aktardı.
"Et ve Et Ürünlerinin Muhafazası Diğer Gıdalara Göre Daha Zor"
Gıda bozulmalarına neden olan mikrobiyal gelişmelerin ardından üründe kötü koku, tat kaybı, renk değişimi ve doku bozulmaları meydana geldiğini ve ürünün genel kalitesinin zarar gördüğünü dile getiren Kurt, “Et ve et ürünlerinde kalitenin ve ürün güvenliğinin sağlanması diğer gıdalara göre daha zordur. Kaliteyi azaltan ve raf ömrünü olumsuz yönde etkileyen en önemli etkenler oksidasyon ve mikrobiyal bozulmalardır. İstenmeyen mikroorganizmaların gelişimi ve çoğalması sonucu et ve et ürünlerinde bozulmalar ve tüketicilerde gıda kaynaklı zehirlenmeler görülebilmektedir. Oksidasyon ürünleri, kandaki kolesterol ve peroksit düzeylerini arttırarak kalp-damar hastalıklarına neden olmaktadır. Bu nedenlerden dolayı et ve et ürünlerinde oksidasyonu ve mikrobiyal gelişimi yavaşlatmaya ve durdurmaya yönelik çalışmalar gün geçtikçe önem kazanmaktadır” dedi.
"Çalışma, Sığır Etinin Korunmasına Önemli Katkılar Sağlayacak"
Gelinen noktada gıda ambalajlarının kritik bir rol alarak ön plana çıktığına dikkat çeken Dr. Öğr. Üyesi Gülşah Kurt, polimer ambalaj malzemelere vurgu yaptı. Bu malzemelerin gıdayı ısı, ışık, nem, oksijen gibi etkilerden korumak için geliştirildiğini söyleyen Kurt, “Bu da polimerlerin içsel özelliklerine ek olarak -antimikrobiyal, gaz bariyeri, ışık bloke edici ve antioksidan etki nedeniyle- yüksek potansiyele sahip polimer-metalik kompozitlerin geliştirilmesine yol açmıştır. Bu malzemeler çeşitli avantajlar içermektedirler. Ancak bu tür malzemelerin toksisitesi ve çevresel etkisi ile ilgili partikül yapısına ve dolgunun migrasyon formuna özel olarak dikkat gösterilmelidir. Bizim, proje kapsamında sentezleyeceğimiz ambalaj malzemesindeki metal, kimyasal bağ ile yapıya bağlanacak ve metalin gıdaya transferi olan migrasyonun önüne geçilecek. Böylece ortaya çıkan ürün, sığır etinin korunmasına önemli katkılar sağlayacaktır” dedi.
Dr. Öğr. Üyesi Kurt’un yürütücülüğünü yaptığı projede Güzelyurt Meslek Yüksekokulu Gıda İşleme Bölümü Öğretim Görevlisi Dr. Nuran Erdem de yardımcı araştırmacı olarak görev alıyor.